16.2.14

"Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında."



Alıntılar:


"Yağmur yağar ve çiçekler açar. Yağmur yoksa kururlar. Kertenkeleler böcekleri yer, kuşlar da kertenkeleleri. Ama sonunda hepsi ölür. Ölürler ve toprağa karışırlar. Bir nesil yok olur diğeri devralır. Düzen böyledir. Bir sürü farklı yaşam şekilleri. Ve farklı ölüm şekilleri. Nihayetinde hiçbir şeyi değiştiremezler. Geriye sadece bir çöl kalır."


"Hayallere dalmak yasaktı. Yaptığım işe konsantre olmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.Yüzümü yıkarken, yıkamayı düşündüm; müzik dinlerken, tek odağım müzikti. Hayatta kalmamın tek yolu buydu."


"...havuza gidip her zamanki gibi iki bin metre yüzdüm. Bir balık olduğumu düşledim. Basit bir balık, yüzmek için bile düşünmek zorunda olmayan bir balık."


"Her gün güneşin doğuşunu, sonra da batışını izliyorsun ve içinde bir şey yitip gidiyor. Sabanını bir kenara atıp kafan boş bir şekilde batıya doğru yürümeye başlıyorsun. Güneşin batısındaki bir yerlere doğru. Takıntılı biri gibi ara vermeden, yemeden, içmeden yere yığılıp ölene kadar yürümeye devam ediyorsun. İşte bunun adı Sibirya Histerisi."




"Mutlu olduğumu söyleyebilirsin. Yine de seninle tekrar karşılaştıktan sonra bir şeyin eksik olduğunu fark ettim. Asıl soru neyin eksik olduğu. Bir şeyler noksan. İçimde ve hayatımda. O parçam sürekli aç,sürekli susuz."



"Hafıza ve duyular bu kadar belirsiz ve her yöne eğilimli olduğundan, olayların gerçekten yaşandığını ispatlamak için daima belirli bir gerçekliğe -alternatif gerçeklik diyelim- güveniriz. Belli bir şekilde algıladığımız olaylar ne dereceye kadar biz onları öyle adlandırdığımız için öyledir bilmek mümkün değildir. Bu nedenler gerçekliğe gerçeklik diyebilmek için başka bir gerçekliğe gereksinim duyarız. Ama bu başka gerçeklik temel olarak üçüncü bir gerçekliğe ihtiyaç duyar. Bilincimizin sınırları içinde sonsuz bir zincir yaratılır ve gerçekten burada olduğumuz duygusunu veren, var olduğumuzu söyleyen zincir buradan beslenir. Fakat bu zinciri koparacak bir şeyler olur ve zarar görürüz. Gerçek nedir? Zincirin kopan tarafının burasındaki mi? Ya da orada, diğer tarafındaki mi?"


"...en küçük parçasına kadar boşaltılan bir oda gibi, ifade diyebileceğiniz her şeyin ortadan kaldırılıp geriye hiçbir şey kalmaması. Yüzünde herhangi bir duygunun kalıntısı yoktu,derin bir okyanusun dibi gibi durgun ve ölüydü...Yüzünde şu vardı: mutlak boşluk."